29 Kasım 2009 Pazar

trust&lust.

şehveti boşver,bir yarım sigarada,bir boyası silinmiş dudakta,bir ucuz şişede bulurum ben onu.
bana sol taraftaki gerek,''tek kadın'' olmam gerek,''o kadın'' değil artık,tek kadından son kadına geçmem gerek.
bana güven gerek.


güven.gerçekten de olmazsa olmuyormuş.ve olduğunu-varolduğunu sandığında da bir anda yerlebir olabiliyormuş.
aptalsan,mantıktan arınmış düşünceler dolaşır ''beynin''de.e böylece,yaparsın işte.saçmalarsın.
ve herşeyi berbat edersin.çünkü aptalsın,ne yaptığının farkında olamayacak,neredeyse o ''a'' fiilini gerçekleştirmeye kapı açtığını,meyilliden de meyilli olduğunu farkedemeyecek kadar aptal.
bu yüzden,devam edersin işte.
ve herşey sorgulanır artık.
bir ufak aptallık yüzünden.
ve eminim ki arkası gelicek olan bir aptallık yüzünden.
şehveti boşver,bana sol taraftaki gerek.

''we can love who we trust,
but what is love without lust?''

16 Kasım 2009 Pazartesi

neresindeyim.

artık ne sigara,ne de kahve.ne o en sevdiğim dizi,ne o en sevdiğim film,ne de o şarkılar.
yemek bile.hala kahvaltıya durmak.saat kaç olmuş oysa ki.acıkmışmıyımdır bilmiyorum.hissetmiyorum.istemiyorum.duyamıyorum.anlamıyorum.konuşamıyorum.anlamıyorum.
hiç ama hiç anlamıyorum.
bu ufak şehre sığamıyorum artık.
o geldiğim büyük şehirle de artık hiç bir bağım kalmadı sanki.
ayda yılda bir hatırlanıyor ve özleniyorum.
hayatımda ki belki de en önemli olan erkek,en eski en güzel en özel dostum bile,sanki özlemiyor.
peki ya sen,kahvelerimiz,alışverişlerimiz,aptallıklarımız?sende mi özlemiyorsun?
oysa ki ilk gittiğimde ağlayarak otobüse atladığın gibi gelmiştin,dayanamamıştın bensizliğe bir ay sonra.
peki ya şimdi?
sanırım herkes bensizliğe çok çabuk alıştı.yerim pek de dolduralamaz değişmiş demek ki.

peki ben bu boşluğu neyle doldurucam?
artık ne sigara,ne kahve,ne şarap,ne o filmler,ne de o şarkılar.
yardımcı olmuyor,birşeyleri doldurmuyor.
bu ufacık daire,bu ufacık şehir,ufacık bina,ufacık derslikler,ufak dersler,yuttu beni.
oysaki sığamazdım hiçbirine,yapamazdım,ne kadar da emindim herşeyden büyük olduğuma.
''bigger than life''
ne oldu o hisse?
ismim bile artık batıyor.
günler,saatler,dakikalar geçmiyor.
o kitaplar bile artık ufak.kaybolamıyorum içlerinde,dünyaları yeterince büyük değil artık.

neresindeyim bu şehrin?
neresindeyim bu yılın,bu hayatın,bu kızın?

neresindeyim?

13 Kasım 2009 Cuma

little ribbons.

en sevdiğim küpemin teki kayboldu.

çok hevesle bayağı yüklü bir para dökerek almıştım.
bence tamamlayıcıydı.onu takığımda bir eksiğim kalmaz,tamamlanırdım sanki.yemeğe eklenen son baharat,kremalı pastaya konulan son çilek.son dokunuşlardır,ama onlar olmazsa da olmaz sanki.
evet sadece bir küpe
ama çok seviyordum,
ve artık teki yok.
evet gerçekten çok üzülüyorum şu an buna.
bu kadar da sığ birşey değil aslında bu,sadece bir küpe değil,
benim en sevdiğim küpem.
gerçekten bu kadar aptalca birşey değil aslında,
benim en sevdiğim küçük kurdeleli küpelerim.

6 Kasım 2009 Cuma

busy busy.

Harika bir cuma akşamı,gerçekten bunu planlamıştım evet.
Solumda british literature kitabı,sağımda batı kültürü ders notları.Sanırım ''daha iyi bir haberci'' ve de ''daha iyi bir edebiyatçı'' belki de sadece ''daha iyi bilinmek'' adına arkadamdan iş çeviriyor olan ''iyi arkadaşım'',bu akşam çok meşgul.

''iyi bir arkadaş'' olma ve zaman zamanda ''iyi notlar alma'' adına ''iyi bir sevgili'' olma görevini pek de umursamayan sevgilim ise yine çok meşgul,çünkü iyi bir arkadaş olmaya çalışıyor.
Benim ise şu an,bu odada oturmaya devam ederek yapabileceğim pek az şey var,''iyi bir öğrenci''olmaya çalışmak gibi.Sağımdaki notları elime almaya başlayayım o zaman,işte benim çılgın cuma akşamım.