18 Şubat 2010 Perşembe

breath me.

Geceleri yatagındaki o eskimiş isimler,
yenileride ekleniyor ekseriya,kimi uzun ömürlü
kimisi daha yaşanmadan noktalanmış.
Peki ya alarmın o huzursuz sesine gözlerini açtıgında hangi isim,hangi koku kalmış aklında?
Hep mi bir isme endekslemek kendini?
Bir türlü kuramadığın düzenini?
Bende isterim,
Asıl sebep olmak.
Tüm uykusuzluklara,tüm ağrılara,tüm izmaritlere.
Bende isterim,
beklenmek,birşeyleri gerçek kılmak namına uğraşılan olmak.
Bir kez de uğraşan değil,oturup bekleyen değil,
umut edilen,beklenen,endekslenen,yazılan,çizilen,söylenen olmak.

Aslında bende isterim,
yataklarda gözler kapandıgında ismimle huzur bulunan olmak.
Aslında bende isterim,
istenilen olmayı.

13 Şubat 2010 Cumartesi

hail to whatever you find in the sunlight that surrounds you.

Huzur.
Yalnızlık gerçekten güzel.
Meğerse ne kadar yorulmuşum,ne kadar sıkılmışım.
Artık telefon bile taşımıyorum.
Elbet birgün adam gibi birisi gelip beni bulur,
ama kendisi bulur.
Ben artık gerçekten yoruldum.
O kişi gelene kadar,
kendimle mutluyum,hiç olmadığım kadar.Huzurluyum.

Artık her şey dümdüz,basit,sade.Hep hayalini kurduğum gibi. Kimseden çekinmiyorum,utanmıyorum. Ki bunun için bir sebebim yok,herşey olduğu gibi.Şeffaf,benim hep olmaya çalıştığım,yeni yeni olabildiğim gibi.
Her şey basit,güzel,şeffaf.
Mutluyum.
İrem yine haklıydı,hep olduğu gibi.
Kimseye ihtiyacımız yokmuş bizim,yalnızca etrafımda ılık bir havaya ve güneş ışığına ihtiyacım var,gülümsememi aydınlatacak. Yakında bunlarda olacağına göre,
daha gelmemiş bahara,daha ısınmamış havaya,henüz esmeyen ılık rüzgara hazırım ben.
Ben mutluyum. Ve de hazırım.
Artık gelebilirsiniz.