30 Aralık 2009 Çarşamba

happy new years eve!


Evet,birazdan yola çıkıyorum.

Emrah,Melisam.Ve bu kez Beyza ve Nadide'de dahil!

Yine en sevdiklerimle,harika bir yılbaşı geçirmek için.Ah,Yiğit de olsaydı diyorum,ama New York'ta bu inanılmaz christmas zamanını geçirirken kendileri,pek özlenmeyeceğimizi düşünüyorum.(:

İnanılmaz mutlu ve heyecanlıyım,çok özledim herkesi!

Ardından da 3 gün istanbul.Resmen ihtiyacım olan herşey.

Yeni vintage elbisem ile birlikte,en sevdiklerimle birlikte,en güzel içkilerimizle,harika bir yılbaşı için,birazdan yola çıkıyorum.

Umarım 2010 herkese umut,mutluluk,huzur ve aşk getirir.

Umudunuzu kaybettiğiniz anlarda,en dibe vurduğunuz anlarda,inanın ki güneş yeniden doğuyor,umut yeniden varoluyor.


Umarım bu yıl hepimize ihtiyacımız olan herşeyi getirir.

Aşk ve umut dolu yepyeni bir yıl için,

Hepinize mutlu yıllar!


27 Aralık 2009 Pazar

bir cümle.

''Biz yalnızlığı bile başkasının bizi izlediğini hayal ederek yaşıyorken, bana soyutlanmaktan bahsetme.''

23 Aralık 2009 Çarşamba

düğünümüz var!

İlk aradığında kıskanmadım değil,ilk günden beri yanlarındayım,nasıl aşık olduklarının yıllardır en büyük tanığıyım.
İlk aradığında kıskanmadım değil,ama sonunda olması beni de mutlu etti.Herkese,herşeye rağmen yapılıyor tüm hazırlıklar.Hayır erken değil aslında,daha da uzasa aileler engelleyecekti bunu.Ev tutulmuş,eşyalar alınıyor,düğün şubatta yapılacak,ve ben de,nedime oluyorum!
Pek bir amerikanvari senaryo olacak bu sanırım,giyinip süslenmiş güzelce yanlarında,hafiften de olsa bir kıskançlık ve buruklukla onların en mutlu günlerini izlemek.
İlk duyduğumda kıskanmadım değil,ama onlar bana kanıt;Merve ve Agit,bu dünyada aşkın en büyük şey olduğuna,hiç bir engel tanımadığına,hiç bir sorunun problemin iki aşık insanı durduramayacağına bir çift kanıt.
Hep mutlu olsunlar,beni de inandırmaya devam etsinler,bir gün benim de böyle kusursuz bir aşk bulabileceğime.seven,üzmeyen,gururu adına herşeyi yakıp yıkmayan,yalnızca seven,safça ve aşkla seven birini bulabileceğime inandırsınlar beni.

Ve hep mutlu olsunlar.

21 Aralık 2009 Pazartesi

when i'm asleep.

çok yorgunum bu aralar.şu hastalık durumunuda atlatamadım.tam iyi oldum ateşim düştü derken,gribe döndü 360 derece.en azından boğazım eskisi gibi acımıyo,ciğerlerim düzeldi gibi hafif.gerçi şu an yine ateşim çıkacak gibi görünüyor,kısık ve halsiz gözlerle ateş düşürücüyü arıyorum odada.
of sıkıldım artık sürekli yorgun,uykulu ve hasta olmaktan.hayır uyuyamıyorum da adam gibi ne zamandır.
dön dur,yorganı terletti diye fırlat sonra üşü yeniden örtün yeniden terle yeniden üşü...bi de yastığım mı rahatsızlaştı benim ya?

ne istiyorum biliyomusunuz?biliyomusun?her kimsen,okuyan işte.biliyomusun ne istiyorum?
uyumak.uzunca bir süre uyumak.gülümseyerek,üşümeyerek,terlemeyerek,güzel saten geceliğimle,gülümseyerek uzun ve rahat bir uyku uyumak.uyandığımda bahar gelmiş olsun.
odayı güneş ışıkları doldursun,o ışıklar gözlerimi kamaştırsın ve o ışıkla uyanayım.
bir bahar sabahı,cumartesi sabahı,açayım gözlerimi.
yepyeni ve ışıl ışıl bir sabaha.
görmesin gözlerim hiç birşeyi,aramasın gözlerim hiç birşeyi.hiç kimseyi.
güzel bir bahar sabahına,en güzel gülümsememle,en güzel askılı saten geceliğimle uyanayım.
ışıl ışıl bir güne,yemyeşil bir hayata,ılık bir umuda uyanayım saten geceliğimle istiyorum.

ılık bir hayata.
ışıl ışıl bir aşka.
yemyeşil bir umuda.

20 Aralık 2009 Pazar

this kiss will mary us.

Yiğit'in haklı çıktığı durumlar nadirdir,pek nadir yaladığını yutturur adama.
ama bu grubu dinlettiğinde bayağı bi dalga geçmiştim,evet şu an yaladığımı yutuyorum sanırım.

bu şarkı başladığında,ismine baktım otomatikman.ve ismi o kadar hoşuma gitti ki...yazasım geldi.
yalnızca yazmak istedim.okuma.okumayın.okumasın kimse.
herşeye,herkese yazasım var bu akşam.uzun uzun,sayfalar dolusu yazasım var.

10 gün sonra yılbaşı.yılın en sevdiğim zamanı,taa geçen yılın entrylerinden bellidir yılın bu zamanına duyduğum bu özel heyecan.çok farklı olacak,acıtmıyo değil böyle olacak olması.
ama yapacak bir şey yok.hayallerim de o alamadığım elbiseyi giyiyor olacak,beyzaların evinde,dostlarım,arkadaşlarım ve kocamla olacaktım.
varsın olmayayım.
varsın giyemeyeyim o güzel elbiseyi.
varsın 12'de yeni yıl öpücüğü almayayım.
varsın ökseotunun altında beni öpmeyi beklemesin kimse.
varsın melisayı öpeyim hatta saatler 12'yı vurduğunda (hep yiğitimi öpeceğim canım,dimi ama.haha)

elbet gelecek yıl giyeceğim daha güzel bir elbise.
toz pembe hemde.rengarenk hemde.
elbet bugün beni gülümseten ayakkabılar olacak ayağımda bir gün,
pırıl pırıl,en güzel elmastan bile daha güzel-daha parlak,o pırıl pırıl,gümüşi,siyah kadife kurdeleli miu miu stilettolar.
elbet bir gün olacaklar ayağımda,
rüya elbisemle birlikte.
rüya erkeğimle birlikte.
beni ökseotunun altında bekleyen biriyle.
benim için herşeyi yapacak biriyle.
başkasına dokunmayacak biriyle.
benim için her fedakarlığı yapacak biriyle.
gerekirse kendinden ödün verecek biriyle.
gece yarısı vereceği öpücükle ebediyen benim olacak biriyle.

o öpücükle kocam olacak biriyle.
elbet bir yıl,
elbet bir yılbaşı.
elbet bir yılı geride birlikte bırakıp birlikte yeni yılın ilk sabahına uyanacağım biriyle.
bunu da en az benim kadar dört gözle bekleyen biriyle.

elbet bir yıl.
belki de seneye.
belki de başka bir sene.
ama bir yıl,
elbet bir yıl,
elbet bir yıl olacak bunlar.

elbet bir yıl.

11 Aralık 2009 Cuma

Requiem

Bazen gerçekten ''yukarıdaki'' vurdu mu tam vuruyor.
Annem.Ona asla zarar gelmemeli.Dünyanın en kutsal insanı benim annem.
Ona bişey olmamalı.Buna izin verme.Buna izin verme.Buna izin verme.

Anneme bişey olmasına asla izin verme.

la vie et belle.

Hala hayattayım,hala nefes alıp verebiliyorum.
Zamanla uykular,yemek yemelerde olacak.
Zamanla herşey çok iyi,çok daha iyi olucak.
Evet kötü günler bunlar,kötü geceler,uykusuz geceler,yalnız geceler,yanlız sabahlar,ve bunu takip eden yalnızlıklar.
Kim atlatmamış ki?
Kim ölmüş ki?

10 Aralık 2009 Perşembe

goodbye letter.

Demek bu kadarmış.Demek böyle biticekmiş,
az önce okudum sana ilk yazdığımı.
Ardından bunları yazacağım günlerin geleceğini bilsem,ölürdüm ben.
Bir şekilde ölürdüm,yapardım bunu.Bu duruma gelmemek,bunları yaşamamak için.
Biri ya bunların bir hayal olduğunu söylesin,yada beni öldürsün.
Bu bir rüya değilse,nihayet uykuya dalabildiğimde asla uyanmamak istiyorum.
Yanımda sen olmayacaksan asla uyanmamak,hiç bir güne başlamamak,asla gözlerimi açmamak istiyorum.
Artık hissetmemek,hiç bir şey hissetmemek istiyorum.Nolur,biri bitirsin bu acıyı.
Eğer Tanrı gerçekten varsa,lütfen alsın bunu benden.
Bu acıyı,herşeyi.
Nolur.
Ben böyle nasıl yaşanır bilmiyorum.Sanki bu dünyaya ilk annemin değil senin kollarında açtım gözlerimi...

5 Aralık 2009 Cumartesi

lovely bones.

''my name is susie.susie salmon.like the fish.''


Bir sürü fotoğraf görürsünüz ya gazetelerde,duvarlarda,otobüs duraklarında,küçük kayıp kızların resimleri.günlük hayatın birer rutini olmuşlardır artık.nedense fotoğrafların çoğunda gülümsemez kayıp kızlar,başlarına neler geleceklerinin farkındalarmışcasına.yaklaşık beş saniye bakarız o fotoğraflara,sonra gazetenin spor sayfasına,ya da gelmekte olan otobüsün numarasına veririz aklımızı,çünkü istisnadır o fotoğraflar.çok uç,farklı olaylar.asla sizin yanınızdan geçmez,yakınınıza uğramaz,başınıza ise asla gelmezler.değil mi?
Benim adım susie.susie salmon.tıpkı balıktaki gibi.Komşumuz tarafından öldürüldüğümde 14 yaşındaydım.Soğuk bir kış akşamüzeri,okuldan eve dönüyordum,ilgimi çekmişti yoluma çıkıp anlattığı evindeki o tuhaf yapı.ne zarar gelebilirdi ki,komşumuzdu.öldürecek değildi ya.

Benim adım susie.sonuna kadar izledim sizleri,sizler yanıma gelene dek.ağlamalarınızı,mutluluklarınızı,heyecanlarınızı,ilk sevişmelerinizi,köpeğinizin ölümünü,benim için yaktığınız mumları...hepsini izledim arkadaşımla beraber.oda benimle yaşıttı.o da hiç düşünmemiş o olayların başına gelebileceğini,ona bir zarar verebileceklerini.en fazla ne yapabilirlerdi ki,öldürecek değillerdi ya.

Benim adım susie,sonuna kadar izledim yapamadıklarımı.aşağılardayken göremediklerimi,yapamadıklarımı sizlerin yapmasını,görmesini izledim.kardeşlerimin büyümesini,arkadaşlarımın ve ablamın aşık oluşunu,hepsini izledim.oysa ben de bilmek isterdim,o herkesin sınıfta bahsettiği kelebekler gerçekten hissediliyormu midede?peki o kızların hep fısır fısır konuştukları konu,sevişmek.gerçekte nasıl bir şey acaba?ablam sonrasında ağlamıştı,çünkü çok mutluydu.ilk aşkı olan ve sonradan kocası olan çocukla yaşamıştı her ikisinide.aynı anda.acaba yaşasaydım bende yaşayabilecekmiydim bunu?

Benim adım susie, sonuna kadar izledim sizleri.sizler yanıma gelene kadar,yukarılarda bir yerlerde inşa ettiğim evimde bekledim sizleri.

Benim adım susie.susie salmon.öldürüldüğümde 14 yaşındaydım.


''Inside the snow globe on my father's desk,there was a penguin wearing a red and white striped scarf.When i was little my father would pull me into his lap and reach for the snow globe.He would turn it over,letting all the snow collect on top,then quickly invert it.The two of us watched the snow fall gently around the penguin.The penguin was alone in there, i thought,and i worried for him.When i told my father,he said, ''Don't worry Susie;he has a nice life.He's trapped in a perfect world.''