30 Aralık 2008 Salı

everything is possible on christmas eve.

Dört gündür heryer bembeyaz,
hala mutluyum.
Ağaçlarda renkli,ışıl ışıl,
sanırım umutluyum.


Image and video hosting by TinyPic


'' tell me a story,
i believe and i believe,
everything is possible on christmas eve ♥ .''

25 Aralık 2008 Perşembe

la vue.

Hayatımda ilk kez keşke yanımda fotoğraf makinesi olsaydı dedim,
çünkü hayatımda ilk kez sokaktan geçerken bu kadar güzel bir görüntüyle karşılaştım.
Agaçlarda yaprak yerine,neon küçük küçük yıldızlar vardı.Rengarenk,christmas için-ama alışık oldugumuz kırmızı yeşil beyaz renkleri değil,inanılmaz güzel tondaki pembeler maviler beyazlar yeşiller vs. idi.
Ne yaprak ne çiçek,dallar küçük küçük yıldızlarla doluydu.Ve parıl parıl parlıyorlardı.
O kadar güzel görünüyordu ki..

Hayatımda ilk kez yanımda bir fotoğraf makinesi diledim.

24 Aralık 2008 Çarşamba

dear jamie.

i used to love winter.we had traditions then-with my dearest j.we used to go and had a nice coffee while watching the rain.we used to miss the snow,seing the snowflakes falling was a blessing for us.snow used to make us feel innocent,and hopeful-snow was our only reason to hope,to believe,to smile. to believe in love.and to smile.♥
snow used to make us happy.
now we fall apart.
different cities,different habits,
different seasons.
i want to feel the same cold with you,but you're in spring,and i'm still in winter,like always.
there is always winter in this city.
christmas is in the air,we're excited like always.
in different cities,we're waiting our favorite day to come.
at least we'll be together,i know i should be thankful for that.
but still,i don't wanna get used to living without you.
we could only be a whole when we were together,
and know i'm half missing.
i miss you,every minute.
i miss my half,everyday.
i want my half back,
i want to be whole again.

i don't love winters anymore.
i'm about to forget the taste of our specially flavoured coffee,which is our favorite.
i don't wanna get used to this bad coffee.
i don't wanna get used to living without you.

i told you about the little pink snowflake ball,
the minute i saw it,i knew that i had to buy it for you.
but i can't even find it here,
we don't even buy each other christmas presents anymore even though it's still our favorite event of a year.

i miss you.
i miss you so much.
i love you so much.

i want to be whole again,

your dearest b.

21 Aralık 2008 Pazar

then she found me.

Pazar sabahı,oda sigara dumanından havasızdı,yarı uykulu-yarı uyanık pencereyi açtım,inanılmaz tatlı bir hava ve yumuşak bir soğuk anında gülümsetti beni.Uzandım tekrar yataga,yarı uykulu-yarı uyanık,gördüğüm güzel rüyayı düşünerek gülümsedim kendi kendime...
...Saçlarım iyice uzamış,dalgaları belime kadar uzanmış,yanımda küçük bir kız-bana ''anne'' diyor.O kadar güzel bir kızdı ki O,beyaz elbisesiyle kucagımda,eksik dişleriyle bana gülümsüyor-ve ''anne'' diyor.


Image and video hosting by TinyPic

19 Aralık 2008 Cuma

can you keep a secret?

benim sırlarım var,dünyadaki her insan gibi-herkes gibi.herkesin sırları vardır.en gizlilerinden ya da dünyanın akşını değiştiricek türde sırlardan bahsetmiyorum,obama'nın orta doğu hakkındaki planlarından da değil.
ufak tefek,küçük şeyler.
evet belki bu sırlar ortadoğu'nun kaderini değiştirmeyecek ama öğrenilirse sizin dünyanızda birşeyleri değiştirebilir.
tüm bu küçük sırlarınızı hiç tanımadığınız birisine anlattıgınızı düşünün-sonra o kişinin birden hayatınızda ki en önemli kişi oluverdiğini.oysa ki nasılsa tanımıyordunuz,bir daha nerede görecektiniz?
şimdi sizin iç çamaşırınızdaki küçük deliği bile biliyor,ve hergün onu görmek zorundasınız.
ama bu bir anlamda iyi olabilir,
hiç mi başınıza gelmedi;sevgiliniz edebiyat seviyor diye sizde gidip bir klasik eser aldınız ama okudugunuz tek şey belki de cosmopolitan,sadece son sayfayı yada önsözü okuyarak okumuş izlenimi vermeye çalıştınız.
hiç mi başınıza gelmedi;annenizin doğumgününüzde aldıgı kazaktan nefret ettiniz,ama çok pahalıydı ve onu kırmak istemeyip beğendiğinizi söylediniz,sizi bir gün ziyarete geldiğindeyse o kazağı duşun su akıtan kısmına sıkıştırdığınızı gördü.

benim sırlarım var,küçük,sıradan sırlar.dünyayı değiştirecek türden şeyler değil,küçük sırlar:
-geçen yıl 16 bedendim,12 değil-herkese söylediğimin aksine.
bu yüzden,o zaman ki sevgilimin sevgililer gününde bana aldıgı bluzu onun önünde denememek için türlü bahaneler uydurmuştum.
-şuan da da 8 beden değilim,10 bedenim.
ama hala soranlara 8 demeye devam edeceğim.
-şarap hiç bir zaman sevemedim,sevdiğimi ve şaraptan anladığımı iddia ettiğim zamanlar olmuştur.
-iki kedime de taptığımı söylüyorum insanlara,halbuki ayşe'yi osman'dan daha çok seviyorum.
evet bunlar kedilerimin isimleri,ayşe de erkek bir kedi.
-saçlarım dalgalı,kıvırcık değil.yine de maşayla kıvırdığımda herkese doğal oldugunu söylüyorum.
-severek içtiğim tek alkolllü içecekler kokteyllerdir.
-3 gün öncesine kadar mutfagımda high school musical3'ün posteri asılıydı.
-tamam hala asılı.
-çıkartmayı henüz düşünmüyorum.
-son essay'i ben yazmadım,çeviri programı kullandım.
-annemin her göz kalemini ben kaybettim.
-3 yıl önceki tavan arasında olan kokunun sebebini biliyorum,
ev daha inşaatken bi kere takılmaya oraya gitmiştik,keremler tuvaletlerinin geldiğini söylemişlerdi,tuvaletse daha yapılmamıştı,bende tavan arasına yapmalarını söyledim.
-heyecanlanınca kekeliyorum.
-asla karşı cinsle göz göze gelemem-coollugumdan değil,o ayaga yatmayı tercih ediyorum oysaki utanıyorum ve utandıgımdaysa kızarırım.
-dip boyam yapılırken bir kere kuaförde ağladım,canım çok yanmıştı.
-o çok beğendiniz makarna sosum varya,bildiğiniz yalancı mantı.babamdan görmüştüm.
-geçen yılbaşı melisanın odasını o hale ben getirdim,merve değil.
-bisiklete binmeyi bilmiyorum.
-karanlıktan çok korkarım.
-hemen hemen her dizi finalinde ağlarım.
-titanic'te hala ağlarım.
-ağzım pek sıkı değildir.
-fotoğrafım çekilirken utanırım,ne yapacağımı bilemem.bu nedenle barışın her modellik teklifini 'ay uğraşaamaam' diye geçiştirdim.
-chanel cüzdanım sahte.


herkesin sırları vardır,küçük sırlar.
dünyayı değiştirmezler belki,ama birileri öğrendiğinde sizin dünyanızı değiştirebilirler.

18 Aralık 2008 Perşembe

table for two.




table for two,
only for this time.
a bad wine for two,
only for tonight.

8 Kasım 2008 Cumartesi

chanson de toile.

Son dört gündür aklımdasın.
Oysa ki adın bile birşeyler çağrıştırmıyordu bir kaç aydır,
şimdi ise daha da kötüyüm,farkında olduğunu bildiğin şeylerin gerçekten varoldugunun kanıtlarını görme aşaması hep zordur.
evet tam olarak sen beni unutmuşsun,suçlayamam seni,bende seni unutmuştum.

Koyucu olan ne biliyormusun,eskiden bana yazdığın bir şey vardı orda.senin için vaktinde az da olsa önemli olduğumun kanıtıydı o.çok önemliydi benim için.şimdi ise üzerini başkalarına yazdıkların örtmüş,çok çok arkalarda,çok çok gerilerde kalmış.benim senin hayatındaki yerim gibi.
daha da farklısı olamazdı aslında,ama ben optimist oldum ally mcbeal misali oldum.aşk konusunda ally gibi umutluydum her zaman.sevince sanarsın ya,herşeyin mümkün olduğunu.
sen göze alırsın çünkü,karşındakinin senin kadar sevmediğini anlayamazsın bu nedenle onunda göze aldığını/alabileceğini düşünürsün.ama hep yanılırsın.hep ''yanlış düşünürsün''.
düşünmemek,yaşamamak.saklanmak.korkmak.saklanmak.saklanmak.
en iyi yaptıgım şey,saklanmak.
artık en iyi yaptıgım şeye devam etmenin zamanı.
fırsatın varken çıkarmadın beni o küçük odamdan,nerede saklandığımı çok iyi biliyordun.
ama ''oyun''un bitti.
son perdeydik,son perdeydim.
hoşçakal.
ilk ve son kez öptüm farzet seni.

6 Ekim 2008 Pazartesi

be careful what you wish for.

another lonely night,another cold night in my pétite apartment.
no matter what time is it-im always cold in this city,im kinda got used to it.

but i couldn't got use to the lonely days.
that wasn't my great idea of a new begginning.
french kills me,the weather kills me,the idiots around me kill me.
i just wanted to be away from where i was standing-but like always,
i was just dreaming.
i always prefer daydreams over reality.thats the fact,but sometimes i just cant differentiate dayreams from realities.when the reality gets me,then it hits me harshly.and thats the hardest part,with the emptied dreams by present,the nights aches more.
cold aches me harsher.


but despite my bitter memories,mistakes- i still keep dreaming.
dreaming of..well,you know.


this life tought me one thing:

''be careful what you wish for,
you might actually get it.''

7 Eylül 2008 Pazar

untitled by diane arbus.

iyi gelirdi seninle konuşmak.neden bilmiyorum,durduk yere seni özledim.olmadı hiç böyle bişey,o ertesi sabah bile özlemedim seni.
sadece utanıyordum,ama ilk kez şimdi özlüyorum.konuşmaya ihtiyacım var birisiyle nedense sadece seninle.uzun uzun konuşmak.anlatmak.uzun uzun.sana.
anlamadım hiç seni.anlayamadım.merak ediyorum aslında-nasıl birisin.bunu hiç öğrenemedim.isterdim öğrenmek-ne seversin aslında,ne yapar ne okur ne yersin.ne izler ne dinlersin.kimi sever kimi sevmezsin.beni severmisin sevmezmisin.hiç birinin cevabını bilmiyorum.bildigim tek bişey varki bunların hepsinin cevabını verdin bana o uzun konuşmalarımızda-ama gerçek değillerdi ki.o sen değildin.yada öylemiydin-kim di o.yada öyle birisi varmıydı.olmayan birisini özlüyorum aslında.benimle konuşan birisi vardı-sendin o zamanlar-ama yarattıgın başkasıymış o.kaçan bazı cümleler senden ki belki,gerçekten senin söyledigin kaçak cümleler.ama aralardan seçemem.yapamam.yorgunum çok.ve hepsi gitti.sende öyle.hiç oldun mu-hayır.nefret ediyomuyum hayır.seviyormuyum hayır.istiyormuyum hayır.özlüyormuyum evet.sadece özlemek.belkide başka bir his.ama hasta ediyor-görmek dokunmak mide bulandırıcı.
sende yitip gidiceksin bi gün.içindeki herkesle beraber.oldugun ardına saklandıgın herkesinle yarattıgın herkesinle beraber-onlar senden önce gidicek.geriye sen kalıcaksın.çırılçıplak.
okyanusta çırılçıplak kalıcaksın.kendinle başbaşa.maviliğin en dibinde.ne de severim maviyi bilirsin sen.aklına bile gelmez ki o an.o an değil hiç bi zaman.sen en şeffaf halinde giderken maviliklerde-belki de huzurlu,olamicam ardında bir ben-diana misali.en az kendim kadar şeffaf...

5 Eylül 2008 Cuma

hello new life.

i looked at my latest entry.i was such a drama queen -like always-.'get real' i said to myself.obviously,im doin' just fine contrast to the sentences i wrote like 'you fucked up my life.' no you didn't.who is to fuck up my life?and frankly who are you to fuck up my life?
you are such a random bastard i've seen a million times over.and now-you're o-v-e-r.
im over.im over it.im over you.im done with you.

theres always a beginning in every ending,that saying is so true.for me,thats a huge deal - im really making a new beginning.a new city,new school,new people,new circle and a new house!

thats huge.im so excited about this.i tried so hard-lord knows to get into a good college.i spent 3 years,whole three years to pass the admissions and finally i did it!i did my best and im in the best programme in my section,best literature programe!and besides finally i have my own apartment.its very small hardly made for one to live in it but i dont care cuz its mine own apartment!theres just 1 week left for me to leave,leave the city i grow up,leave my beautiful cats,leave my pink room,leave my best friends,leave my parents,and leave the biggest shopping mall ever lol.

its a new beginning.just what i need.
all i need was a new beginning where no one knows me.
a new fresh unwritten book.i can't wait to write in it.

27 Ağustos 2008 Çarşamba

Walk away.

i was naive.the thought of your love was like a candy.artificially sweet,i was deceived by the wrapper of yours.guess what?now im officialy bruised but i learned how to stand back,how to survive.but still i can't stop my suffering.
i need to walk away.
i just need to walk away.
walk away.
get away
from you.

i should have known.i was used for amusement.it was all an illusion.i just don't know what to do.every step i take leads to a mistake.everything is an illusion.even my reflection in the mirror.so blur.so vulnerable.i just want an answer.i just want an explanation.

what did i do to deserve?you knew.you knew from the beginning.you just knew...all i got to say is that,you were acting.yes,you are an actor as everybody know.you should be nominated for oscar,you are the best actor i've fucking ever seen.but thanks anyway.thanks to you,i've seen the people i've never thought they existed.you disgust me.all your lies,all the pretending,just for your amusement right?you fucked up my life just for your amusement?

thanks to you and all your fucking friends,im not gonna trust anyone.i lost my trust in people.cuz there are a lot of people round the world and that scares me.scares me a lot.just need to fucking walk away from you.need to get away.walk away from you..

3 Şubat 2008 Pazar

Dizzy bedlam

Surrounded by the emptiness
Feeling dizzy in this loneliness
After a couple of cheap bottles
I'm back again to my bedlam
Oh how I wish you were here right now
Not you,accurately.
I wish someone here with me right now
Not you,for sure.
You're not even honest to me
Honesty had to come first.
I don't wanna see this upset kid
When I look into your eyes again
I just wanna see a big boy.
Confident boy.
Big honest boy.
But you haven't been honest to me ever.
Illusions becoming clearer
The ache of emptiness cuttting deeper
After a couple of years out of myself
I'll be back again to this bedlam
Oh how I wish I could hurt you
Hurt you so bad
Make you cry
I hate your past doesn't involving me
When I had to be your whole past
And future
But you can't even be my present
Not always,accurately
Sometimes yes
Not always,for sure.

Winter.

Crystal flakes falling above
Time to shine with crystals on my head
With my fur coat and new boots
I'm ready to take back my sanity

Mirror mirror,where is the words
Telling me I'm beautiful
If you wouldn't say it when
I'm wearing white diamonds
You'll never say it then
I'll might never wear the white
While waiting for my man

Conversation circles began in my head
Your parfume filled my head
As the sky turned red
With cheap bottles and dead cigarettes
I've lost my sanity
Again