22 Mart 2010 Pazartesi

The Reminder.

Saçma bir mutluluk.
Son bir saattir gülümsüyorum yok yere, en son dışarı çıktım 2 dakikalığına, kitap okurken içilen kahve sadece sigarayla gitmez, tatlı birşeyler de lazımdı. O kadar ılık bir akşam ki,o kadar güzel bir akşam ki. Sanki noel arifesi,evet yılın o zamanları benim için çok özel, eski yazılarımdan anlaşılıyor bu zaten. İçimde aralığın son günlerinde oluşan heyecanın ve umudun aynıları var yine, saçma bir mutluluk var yine. Pencere açık, yatağa gömülüp kahvemle o güzel kitaba dalmanın tadı apayrı geldi bu akşam. Bu akşam hiç bitmesin, pencerem hiç kapanmasın,kahvem hiç soğumasın,kitabım hiç sonlanmasın istedim. Diğer şeylerin hiç bir önemi yok bu akşam. Varsın O beni düşünmesin, bakışları puslu şarabın verdiği o anlamsız şehvetten olsun. Bir daha da hiç gelmeyeyim aklına, diğer şaraplarında benim gözlerim,benim adım,benim dudaklarım olmasın. Varsın O beni hiç ama hiç düşünmesin. Bu akşam kimseye yer yok. Bu akşam yalnızca ben varım. Kahvem,kitabım ve bu kutsal akşam var. Bu güzel hava,bu ılık hava var. Saçma bir mutluluk var.
Demiştim ya hani;güneş ışığı ve ılık rüzgar,artık gelebilirsiniz,ben hazırım diye. Hoşgeldiniz madem, hiç olmadığım kadar hazırım. Ve bu kez mutluyum. Saçmada olsa, mutluyum.


Hiç yorum yok: